TAHİN HAMMADDESİ Susam
Susam ülkemizde daha çok tahin helvası ve susam yağı üretiminde kullanılır.
Ayrıca simit pide ve çöreklerin üzerinde garnitür olarak yer
alır.Şekerleme ve karamela yapımında da imalata dahil edilir.Bitkisel
yağ olarak tüketimi hemen hemen yok gibidir. Birim alana veriminin az
oluşu (50-70 kg/dekar), üretim sahalarında da kendisinden daha çok
verimli ve daha fazla gelir sağlayan bitkilerin yetişmesi nedeniyle ekim
sahaları gelişme yerine gittikçe azalmaktadır.
Susam Tohumlarının Bileşimi ve Özellikleri
Susam
tohumları beyaz, kahverengi, sarı ve siyah olarak kabuk rengine göre
çeşitlenirler. Susam tohumları, yetişme koşulları ve çeşide bağlı olarak
içerdiği yağ ve protein miktarı bakımından farklılık gösterir. Bu
nedenle, susamda yağ miktarı %44-54 gibi oldukça geniş sınırlar
arasındadır. Tüm yağlı tohumlar gibi proteince zengin bir ürün olan
susam, %19-31 arasında, ortalama %25 dolaylarında protein içerir.
Karbonhidrat içeriği yaklaşık %14 ‘tür. Yağ miktarı fazla
olan susamlar yağ ve tahin üretiminde, az olan susam tohumları ise
simitlik ve bisküvilik olarak kullanılmaktadır.
Susam
taneleri ince bir kabukla sarılmıştır. Tane üzerindeki kabuk ince
olmasına rağmen danelerin çok küçük olması nedeniyle kabuğun danedeki
oranı %15-20 ‘ye kadar yükselebilmektedir. Tohum kabukları oksalik asit,
kalsiyum ve selüloz yönünden zengin bir yapıdadır. Bulgular göre
tohumda %2.5-3.0 oranında olan oksalik asit miktarı, kabukta %15 ‘e
ulaşabilmektedir. Bu nedenle insan gıdası olarak tüketilmek üzere
hazırlanan tüm susam ürünlerinin üretiminde, önce tohum kabuklarının
uzaklaştırılması, sağlıklı beslenme açısından önem taşımaktadır.
Vücuda
alınan serbest formdaki oksalik asit, ortamdaki kalsiyumla tuz
oluşturarak onun beslenme açısından elverişsiz bir yapıya dönüşmesine
neden olmaktadır.Kabuğu soyulmuş susam danelerindeki oksalik asit
miktarı %0.25 ‘e kadar düşer. Diğer taraftan tohumdaki yağın alınması
ile küspedeki protein miktarı %60 ‘a yükselir. Ayrıca kabuktaki fitik asit oranı %5 ‘e ulaşır. Kabukta yer alan fitik asidin, vücuda alınan mineral maddelerin elverişliliğini azalttığı da dikkate alınmalıdır.
Tahinlik Susamın Özellikleri Yağ
miktarı diğer susamlara göre daha fazladır. Türkiye ‘de Antalya, Burdur
ve çevre illerde yetiştirilen susamlar kalite bakımından birinci sırada
yer almaktadır. Tahinlik susam, uzun süre tavalarda kavrulduğu için
(maksimum %1 nem), ısıya karşı susamı daha dayanıklı hale getirmek
açısından, yıkama havuzlarına kireç sütü(CaOH) ilave edilir. Uzun süre
kavrulan susamı yapısında yer alan azotlu maddelerin büyük bir kısmı
koagüle olarak, daha iyi ezilebileceği bir yapıya kavuşur. Tahinlik
susam kavrulduktan sonra değirmen taşlarında öğütülür. Bu nedenle
tahinin kalitesini etkileyen etmenlerden birisi de değirmen taşlarıdır.
Taşlardan istenen incelikte bir öğütme sağlanamadığında iri ve küçük
partikülleri bir arada içeren bir yapı oluşmakta ve homojenizasyon
gereken düzeyde olmamaktadır. Ayrıca tahinde zamanla faz ayrılması
ortaya çıkarak altta oldukça kıvamlı bir kitle oluşurken, üst kısımda
yağ toplanmaktadır. Bunu önlemek amacıyla %0.5-1.0 arasında emülgatör
katılabilir. SUSAMIN TAHİNE İŞLENMESİ
Susam,
yabancı maddelerinden temizlenir ve ıslatılarak kabukların ayrılması
kolaylaştırılır. Daha sonra kolay öğütülmesi ve tahinin kendine has
kokusunu alması için fırında kavrulur. Soğutulup değirmende
öğütülür.Öğütülmüş bu karışıma tahin adı verilir. Ayrıca diğer yandan
kristal şekere %5-15 su ilavesiyle şeker eritilir ve konsantre
ederek ağdalı bir yapı verebilmek için ısı muamelesiyle birlikte iyi
bir karıştırma işlemi uygulanır. Ağarmayı sağlamak amacıyla koyulaştırma
işlemi sırasında %0.1 oranında çöğen ekstraktı katılır.Elde edilen ağda
soğutulmadan 1:1 oranında önceden hazırlanan tahin ile ılık halde karıştırılır.
Yabancı Maddelerin Uzaklaştırılması
Susam tohumları ne kadar
dikkatle hasat edilirse edilsin, gerek ait olduğu bitki kaynaklı,
gerekse çevre kaynaklı yabancı maddelerle karışmış olabilir.Bu nedenle
tohumun içerdiği yabancı maddelerden kurtarılması her şeyden önce elde
edilecek tahinin arılığı ve sağlığa uygun nitelik taşıması açısından
büyük önem taşır. Susamın yabancı maddelerinden arıtılmasında, aynen
yağlı tohumların temizlenmesinde olduğu gibi, yabancı maddeler ile susam
daneleri arasındaki irilik. Şekil ve yoğunluk farklarından
yararlanılarak, amaca uygun elekler, triyörler ve pnömatik ayırıcılar
kullanılabilir. Bu arada özellikle demir esaslı yabancı maddeleri
ayırmak için de, yine doğal yağda elektromıknatıslardan
yararlanılabilir.
Kabukların Soyulması
Susamın
tahine işlenmesinde en önemli aşamayı kabukların soyulması oluşturur.
Çünkü tahinin besleyicilik değeri açısından kabukların soyulması çok
önemli olmasına karşın tohumun çok küçük daneli oluşu ,
kabuk soyma işleminin güçlükle yapılabilmesine neden olmaktadır.bununla
birlikte kimileri geleneksel ve primitif yöntemler olmasına rağmen
değişik olanaklardan yararlanılarak, kabuk soyma işlemi, yine de istenilen etkinlikte gerçekleştirilebilmekedir.
Ülkemizde
uygulanmakta olan kimi yöresel ve geleneksel yöntemlere göre, susamlar
önce beş misli su içinde en az altı saat bekletilerek kabukların daneden
kolaylıkla ayrılabilecek hale gelmesi sağlanmaktadır. Daha sonra
ıslatma suyu atılarak kabukları yeterince yumuşamış olan daneler, yarı
çapı yaklaşık 100 cm. olan silindirik bir trommel içine alınmaktadır. Bu
silindirik trommelin ortasından geçen bir mil ve buna
bağlı olan çarpıcı paketler hareketli olup, dakikada 30 devir yapacak
bir hızla dönerler. Böylece trommel içinde bir yandan karıştırılırken,
bir yandan da kısmen çarpılıp dövülen ve zaten iyice yumuşamış olan
tohum kabukları, kolaylıkla daneden ayrılmaktadır. Bu çalışma şeklinde,
15-20 dakikalık bir işlem sonucunda kabukların %100 ’e yakın bir
etkinlikte daneden ayrılması, danelerle kabuk arasındaki yoğunluk
farkından yararlanılarak gerçekleştirilir. Çünkü normal olarak %44-54
oranında yağ içeren danelerden kabuğun uzaklaştırılması sonucu, her ne
kadar daneler bir miktar su emseler de, hemen hiç yağ içermeyen
kabukların uzaklaştırılması ile, yağ oranı daha artmakta ve danelerin
yoğunluğu, kabuğa kıyasla daha azalmaktadır.
Karışımdaki
serbest kabukların soyulmuş danelerden ayrılmasında uygun
konsantrasyondaki tuz çözeltilerinden yaralanılır. Bunun için tuz
çözeltisi hazırlandıktan sonra, kabuk ve dane karışımı bu çözelti içine
atıldığında,yoğunluğu kabuğa kıyasla daha düşük olan soyulmuş daneler
yüzeyde toplanırken, daha ağır olan kabuk dibe çökerek danelerden
ayrılır. Böylece soyulmuş daneler üstten elekli kelepçelerle alınırken,
dibe çöken kabuk kitlesi de zaman zaman havuzdan uzaklaştırılır. Bu
arada alınan daneler üzerindeki tuz çözeltisi, peş peşe yapılan iki
yıkama işlemi ile giderilir. Uygulayıcıların görüşlerine göre, kireçli
su ile yapılan üçüncü bir yıkama ile, daha sonra uygulanacak kavurma ve
kurutma işlemlerinde tek düzelik ve etkinlik yönünden yararlı hatta
zorunlu olmaktadır. Kireçli su ile yıkama işleminden sonra normal su ile
son bir defa daha yıkanan daneler daha sonra süzülerek yada daha iyisi
santrifüjden geçirilerek, yığında kalan suyundan kurtarılmalıdır.
Kavurma ve Kurutma
Daneler hangi yöntemle soyulursa soyulsunlar, yüksek oranda su içerirler. Bu durumdaki daneler, direkt olarak öğütme yada ezme işleminden geçirildiklerinde, içerdikleri yüksek orandaki su nedeniyle esnek
yapı gösteren danelerin koloidal boyutta ezilmeleri ve ezmenin
kırılmayan ve homojen bir emülsiyon oluşturması güçleşecektir. Bu
nedenle kabukları soyulan danelerin yaklaşık %3-5 oranında su içerecek
şekilde kavrulmaları ve kurtulmaları gerekir. Ayrıca bu işlem tohum
hücre ve dokularının daha etkin bir şekilde parçalanması, hem de kavurma
sonucu tohumda tahine özgü tat ve aroma oluşumu yönünden
gerekmektedir.Çünkü bu işlemin ilk aşamasını oluşturan pişirme
sırasında, tohumun yapısında yer alan azotlu maddelerin büyük bir kısmı
koagüle olarak, daha iyi ezilebileceği bir yapıya kavuşurken, ardından
uygulana kurutma aşamasında, kolaylıkla öğütülebileceği gevrek bir yapı
kazanmış olur.
Kavurma
ve kurutma işlemi doğrudan direkt ısıtmalı fırınlarda yapılabileceği
gibi, çift cidarlı kavurucularda da yapılabilmektedir. Kavurma
işlemi başlangıçta pişirme aşamasında 100 derecelik bir sıcaklıkta
yürütülse de, daha sonraki kavurma ve kurutma aşamasında, tahinde
istenen renk de dikkate alınarak 100-150 derecelik bir sıcaklığa
çıkılabilir. Ancak yüksek sıcaklıklardan kaçınılarak daha ılımlı 100-120
derece gibi sıcaklıklarda 2-3 saat süren bir kavurma ve kurutma işlemi,
renk, aroma ve tat yönünden daha kaliteli tahin üretilmesine olanak
sağlamaktadır.Buna karşın koyu renkli bir tahin istendiğinde,
kahverengiye kaçan rengi sağlamak amacıyla, kavurma sıcaklığını 150
dereceye kadar yükseltmek gerekmektedir. Öğütme
Pişirme
ve kavurma işlemi tamamlanan daneler, önce normal sıcaklığa kadar
soğutulur, daha sonra tüketim sırasında dilde daneli bir duyu
bırakmayacak şekilde kolloidal büyüklüğe kadar öğütülür. Öğütme
işleminde genellikle kaba ve ince öğütme şeklinde iki kademe söz konusu
olup, bu kademelerde kaba ve ince öğütmeye ayarlanmış değirmenlerden yararlanıldığı
gibi, kimi yörelerde bu amaçla taş değirmenler kullanılmaktadır. Ancak
taş değirmenlerde yapılan öğütme sonucu, daneler tek düze olarak
koloidal büyüklüğe kadar öğütülemediğinden ürünün pütürlü bir yapı
göstermesi söz konusudur.
Hangi
tip öğütücü kullanılırsa kullanılsın, elde edilecek ürün kalitesi
açısından özen gösterilmesi gereken en önemli nokta, işlem ve ürün
sıcaklığının 70-80 derece arasında olmasının sağlanmasıdır. Bu amaçla
özellikle modern öğütme değirmenlerinin yer aldığı işletmelerde, öğütme
sıcaklığının yükselmesini önlemek amacıyla, değirmenler soğutma
sistemleri ile donatılmıştır.
Ülkemizde
danelerin tahine öğütülmesinde daha çok taş değirmenler
kullanılmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak iri ve küçük partikülleri
bir arada içeren bir yapı oluşmakta hem de homojenizasyon yeterli
düzeyde gerçekleştirilememektedir, Dolayısıyla mamülde zamanla faz
ayrılması ortaya çıkarak altta oldukça kıvamlı bir kitle oluşurken,
üstte yağ toplanmaktadır.Aslında iri partikül içermeyen tahinlerde de
daha az olmakla birlikte aynı sorun ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle
faaz ayrılmasını önleyebilmek için usulüne uygun bir öğütme yanında, lesitin veya mono ve digliserit gibi
emülsifiye edici maddelerin belli oranda katılması gerekmektedir. Bu
amaçla kullanılacak maddelerin miktarı ve işlem tekniği kullanılan susam
çeşidine göre değişeceğinden, uygun olan miktar, yapılacak ön
denemelerle belirlenmelidir
TSE ‘de Tahin
TSE
‘nin yapmış olduğu tanıma göre tahin; susam tohumlarının tekniğine
uygun olarak kabukları ayrıldıktan ve fırında kurutulup kavrulduktan
sonra değirmende ezilmesi ile elde edilen bir mamüldür.
Tahin;
kendine özgü renk tat ve kokuda olmalıdır. İçindeki susam yağı miktarı
en az %55, su miktarı en az %1.5, protein miktarı en az %22, tuz miktarı
en çok %0.1, kül miktarı en çok 53 olmalıdır. Asitlik oleik asit
cinsinden en çok %2 (ekstrakte susam yağında), ham selüloz miktarı en
çok %2.4 olmalı ve hiçbir yabancı madde içermemelidir.Tahine Türk Gıda
Kodeksi ‘nde yer alan antioksidan ve stabilizan maddeler katılabilir.
|